30 Mart 2012 Cuma

Biftek Nasıl Pişirilir?




İşte tabaktan tabağa dolaşan brokoliyi ben en çok bu haliyle seviyorum. Çıtır çıtır, rengi dönmeden ocaktan alınmış, az haşlanmış. Yeşil salatanın içine de katabiliyorum, tabakta etin yanına da yoldaş ediyorum.

Nasıl da iştah açıcı bir tabak değil mi? Bu tabak, aldığım biftek nasıl yapılır sorusunun yanıtı olsun. Biftekler ayçiçek yağında kızgın düdüklü tencerede önlü arkalı çatal batırmadan mühürlendi önce. Hepsi birden atılmadı tencereye ikişer üçer, taban yüzeyinin aldığı kadar. Altı ve üstü kızaranlar, suyunu içine hapsedenler tahta maşa ile çıkarıldı tencereden sonra yenileri atıldı bütün etler bitene dek. Sonra ocağın altı kısılıp o güzelim yağa bir kaşık un atıldı. Hızlıca kavruldu az az soğuk su verildi. Un suyuyla özleşince de etler yeniden tencereye alındı üzerini geçecek kadar sıcak su, az tuz, birkaç tane karabiber, bir iki de defne yaprağı ile. Buharı çıktıktan sonra yirmi bilemedin yirmi beş dakikada pişti.

Bu kadar kolay, bu kadar zahmetsiz. Hatta yemek davetlerine yakışır güzellikte. Salçalı halinin de burada olduğunu belirtir, mutlu bir hafta sonu dilerim. Pazartesi itibarı ile de fırında pişirelim bifteklerimizi, olur mu?



26 Mart 2012 Pazartesi

Terbiyeli Kereviz




Ev halkını kereviz ve brokoliye alıştırma çalışmalarım sürüyor. Tabaktaki yemek yine bu çalışmalarımın ürünlerindendir. Brokoli şimdilik yemek esnasında tabaktan tabağa geziniyor, olsun! Oraya buraya sıkıştırıyorum, hatta tadını sevmeye bile başladığımı söyleyebilirim kendi adıma. Kerevizin çiğ kokusuna bayılıyorum, ellerimden çıkmasın istiyorum. Pişmişini değil çiğ halini seviyorum. Etli pişirdim sevme ihtimalimiz yükselsin diye ama, yok kerevizin çiğ halini sevme durumum devam etmekte.

Tarifi bulunmalı burada sevmeyen varsa seven de var değil mi?

Malzemeler:

  • 1,5 kilo kök kereviz
  • 3 yemek kaşığı sıvıyağ
  • 250 gr kuşbaşı koyun eti
  • 2 adet kuru soğan
  • 4 su bardağı su
  • Küçük bir kase brokoli
  • 1 adet havuç
  • Tuz
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1 yumurta sarısı
  • 1/2 limonun suyu


Hazırlama:

Etleri kızgın yağa atıp üç dakika kadar kavurun. Sonra yemeklik doğranmış kuru soğanları ilave edip yine kavurun.

Sıcak suyunu verip kısık ateşte etler yumuşayana kadar pişirin.

Etlerin pişmesine yakın tuzunu, havuçları, kısa süre sonra da soyulup doğranmış kerevizleri, son üç dört dakikada da brokolileri ekleyin.

Küçük bir kapta yumurta sarısı, un ve limon suyundan oluşan terbiyeyi çırpıp, yemeğin suyundan ekleyip ısılarını eşitleyin, yemeğe dikkatlice, karıştırarak ekleyin.

Bir iki tıkırdatıp altını kapatın.

Afiyet olsun.


22 Mart 2012 Perşembe

Öpülesi




Kek tarifi vermeyeli çok oldu farkındayım. Zannetmeyin ki kek yapmıyorum. Sıkça kek yapıyor, ölçü ve malzemeleri bir kenara not ediyorum yalnız, çoğu fotoğraflanmadan bitiyor. Sonra orda burda karşıma çıkıyor doğaçlama keklerin kargacık burgacık tarifleri. Hoş bugün de net bir tarif yok. Çünkü fotoğrafı çekilmiş, lezzeti, kokusu mest etmiş bu güzelim şeyin tarifini ne kadar aradıysam da bulamadım. Bir yerde görmüştüm, hatta yazdığımı da anımsıyorum ama hangi deftere not ettiysem bulamıyorum. Mutfaktaki panoda da yok, ortalıkta, kitap aralarında gezinen küçük kağıt parçalarında da. Biliyorum elime geçecek ummadık bir vakit, eklerim mutlaka, söz!

Böylece dağınık, düzensiz biri olduğumu gün gibi açık etmiş oluyorum.


E niye koydun o zaman bu fotoğrafı tarif yoksa? Şart mıdır illa detaylı anlatmam? Benim için yemekleri pişirmek ve fotoğraflamak işin en zevkli kısmı. Ölçülü biçili tarif vermek sıkıyor içimi. Daha evvel de komşuya anlatır tariflerim çok olmuştur. Şikayet eden de çıkmadı doğrusu. Bu da öyle olsun o vakit.

Beş altı tane hurmayı mutfak robotunda iyice çekersin. Yine her zamanki gibi üç yumurtayı bir su bardağı toz şekerle çırpar, 150 gr kadar oda ısısında tereyağını katar, tekrar çırparsın. Bir su bardağından biraz eksik de süt katar, bir ezilmiş muz, iyice ezilmiş, macunlaşmış hurma, iki yemek kaşığı hindistancevizi, istediğin kadar tarçın eklersin. Kabartma tozu ve unu birlikte elersin, ne koyu ne cıvık kek hamurun olur. Avuç avuç ceviz de katar, yağladığın kalıpta verirsin fırına.

Tarifini öyle kabaca verdiğime bakmayın. Bu kek özel bir kek, benden öpücük almıştır. Bir öpücükle kalmayıp her tarafını öpmek, başka kimseyle paylaşmak istememişimdir. Varın gerisini siz düşünün gayrı...


19 Mart 2012 Pazartesi

Davetkar





Güneş baharı müjdeliyor sonunda. Haşlanmış makarnaya ince kıyılmış jambon, közlenmiş kırmızı biber, dereotu, rende kaşar ekleyip az mayonez, yoğurt, limon suyu, zeytinyağ ve tuzla yaptığınız sosu gezdiriverin. İster akşama, ister öğlene. Davetkar, doyurucu, leziz...


15 Mart 2012 Perşembe

Yazın Zibili, Kışın Yemeği





Fotoğrafta gördüğünüz tabak geçmişimize, yazı kışa taşıyan, doğaya saygılı, elindekini ziyan etmeyen anlayışa sevgiyi, saygıyı betimlemektedir. Antep'te börk aşı denilen pilavı yapmak üzere yola çıkıp, sulu bir yemek olarak kalmasında karar kıldığım günün anısıdır.

Yazın dolma için kuruttuğum patlıcanların içlerini atmaya kıyamam, onları da önce tuzlu suda, sonra duru suda bekletir, iplere dizer kuruturum. Kışın sırası gelince de diğer kurularla haşlayıp yoğurtlamasını pek severim. Severim de patlıcan başlarını neden kurutmamışım bunca sene ona yanarım. Antepliler patlıcanın yeşil sap kısmının altında bulunan bu tepe kısmına balcan börkü, bu durumlar için de ''yazın zibili, kışın yemeği olur'' derlermiş.

Kaynayan suya kuru patlıcan içleri atılır, bir taşım kaynatılır. Kaynayan su dökülür, tencereye temiz su doldurulur. Suyun rengi yine karaya döner. Bir yandan yemeğin yapımı devam ederken ara ara tenceredeki su değiştirilmeli, taa ki suyun rengi temizlenene dek.

Başka bir tencerede kızan sıvıyağa kuşbaşı ya da kemikli et bırakılır. Orta ateşte kavrulur, rengi dönünce kısık ateşte etler suyunu çekene kadar pişmeye bırakılır. Suyunu çeken etlere yemeklik doğranmış kuru soğan eklenir, sararana dek kavrulur. Biber ve domates salçası katılır, bir yemek kaşığı un şöyle bir kavrulur, üzerine üç dört parmak çıkacak kadar sıcak su eklenir, kısık ateşte etler hafif yumuşayana kadar pişirilir.

Etler istenilen kıvama geldiğinde iki üç diş sarımsakla birlikte kuru patlıcan içleri , birkaç adet kurutulmuş biber, tuz, karabiber ve bir iki kaşık yıkanmış pirinç ilave edilir. Patlıcanlar piştiğinde ocaktan alınır.

Aslı sumak ekşili, naneli, daha çok pirinçli börk aşını gelecek yıla yaparız belki hep birlikte hıı?




12 Mart 2012 Pazartesi

Karmaşa




Kafama üşüşmüş fikirler arsında boğuluyorum bu ara. Hemen hepsi de renklerle, kokularla, tatlarla oynamaya, pişirmeye, fotoğraflamaya, kısacası bloga dair. Açılması planlanan dosyalar var; sarma-dolma, yumurta, kahvaltı, pırasa, mantı, pilav. Narince'nin ilgisi eksik kalmış kategorilerine bakıyorum. Hepsi için tarifler uçuşuyor kafamda. Eski zaman büyücüleri gibiyim. Onu kat, bunu kat, şöyle çek, şundan söz et, bunu anlat, oraya bağla, şunu araştır, bunu öğren... Hatta deftere küçük notlar alınıyor, olmadık yerde; tuvalette, uykuda, metroda akla gelenler sözde yazılıyor beyin kıvrımlarından birine, uçup gidiyor kimisi. Kalanlar gerçekleştirilmek üzere birikiyor, küçük tepecikler oluşturuyorlar. Ütülenmeyi bekleyen, temiz kokular saçan çamaşırlar gibi.

Fotoğraf çekmek istiyorum çokça ışıklı, parlak. Güneş izin verdiğince yetiniyorum. Baharı iple çekiyorum. Sabahın körü et pişirmemek, güneşi kovalamak zorunda olmamak, öğleden sonra, hatta akşama doğru da fotoğraf çekebilme özgürlüğüm gelsin istiyorum. Hayat devam ediyor, evde doyurmam gereken ben dahil dört insan, iki de kedi var. Onların sevdiklerini pişiriyorum, söz konusu dosyalarda yeri olmayan. Pişirmek mutluluk veriyor, ben pişireyim onlar yesin. Fotoğrafta gördüğünüz yumuşacık mayalılar gibi. Hafta sonu kahvaltımızın başrol oyuncuları.

Belki siz de yaparsınız: üç su bardağı unu eleyip bir tatlı kaşığı tuz, bir tatlı kaşığı toz şeker, bir adet yumurta, bir çay bardağı yoğurt, bir çay bardağı sıvıyağ, bir çay bardağı ılık süt, on gram instant maya ( ya da yirmi gram yaş maya) ile yumuşacık, ılık bir hamur yoğurun. Güzelce sarıp sarmalayıp, ılık bir yerde mayalanmaya bırakın. Hamurun mayalandığında hafifçe unlu tezgaha alıp yeninden yoğurun, gazını çıkarın. İkiye böldüğünüz hamuru, azıcık unlayarak, 0,5 cm kalınlığında açın.

Evde kalan peynirleri ufalayıp hamurun üzerine serpiştirin bolca. Ben İzmir tulumu ve Ezine koyun peyniri kırıntılarını kullandım. Bolca rende kaşar ve ufak doğradığınız sucuk parçalarını serpiştirip rulo şeklinde sarın. Ruloyu ortadan uclara doğru hafifçe çekiştirerek uzatın ve iki parmak kalınlığında dilimleyip tepsiye dizin. Aynı işlemi diğer hamura dauygulayın. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp, sarı haşhaş serpin. Haşhaş istemezseniz, susam, çörekotu paşa gönlünüz, kileriniz bilir. Tepsi mayasını beklerseniz daha güzel olur. Bekleyemem derseniz soğuk fırına verip, iki yüz dereceye ayarlayın. Altları ve üstleri güzelce kızarana kadar pişirip, sıcak sıcak servis yapın. Hem mayalı, hem kaşar var, soğutup bekletmeye gelmez.

Bol güneşli günler dilerim efenim, afiyetle kalınız.



8 Mart 2012 Perşembe

Bizbize




Kadın eli değmiş, nasıl da belli değil mi? Hazır yufkalar yoğurt, sıvıyağ, yumurtadan mütevellit sosla ıslanmış. Kıyma, bol soğan, tuz, karabiber, ceviz, az da ıslatılıp biraz yumuşamış esmer ince bulgurla hazırlanmış içle sarılmış. Sarıldıktan sonra aynı yoğurtlu sosa, bir de galeta ununa bulanmış, yağlı tepsiye dizilmiş. Çıtır çıtır, çatalı batırsan o hışırtıyı duyacaksın sanki.

Yanına çay ikram edeyim sevgili hemcinslerim. Bugün kızkıza kalalım, hazırda ne varsa kapın gelin bir tabak. Hadi!


5 Mart 2012 Pazartesi

Düğün Çorbası




Benim için bir gün önceden kalan haşlanmış etleri değerlendirmenin en kolay yolu. Kalan etleri didikleyip, çorbamı yapmaya girişirim. Ama hazırda etiniz yoksa kuzu gerdan etini haşlamanız makbuldür. Et haşlamanın bütün incelikleri şurada. Etinizi haşlayınca tencerede dinlenmesine izin vermeli. Varsa esmerliği dibe çöksün iyice, sonra tencereyi sarsmadan dikkatlice süzmeli suyunu. Soğuyup yağlarının donması, üst kısımda toplanması tercihimdir. Kaşıkla sıyırıp almalı, şimdi çorbanın rengi daha beyaz olur işte.

Tamamını et suyundan yapmamalı, ağır oluyor. Biraz et suyu, biraz da normal suyu kaynamaya bırakın. Başka bir kapta bir yumurta, 4 yemek kaşığı kadar koyuca yoğurt, yarım limonun suyu, dört yemek kaşığı unu bir bardak suyla çırpın. Şimdi ısı eşitleyeceğiz her zamanki gibi. Kaynayan çorbadan alıp ısısı eşitlendiğinde terbiyesini katacağız çorbanın. Terbiyelenen çorbaya didiklediğiniz etleri de katıp, tuzunu ayarladınız mı, bırakın kısık ateşte biraz kaynaşsınlar.

Servis yaparken erimiş tereyağına toz kırmızı biber ekleyip, cozurdatmayı unutmayın sakın.

Afiyet, şeker ola!

Yandaki işleme ortaokul günleri, ev ekonomisi dersinden ilk denememdir. Gün gelip burada kullanmak varmış. Hey gidi günler...



1 Mart 2012 Perşembe

Ispanaklı Kiş




Bazı tariflere ayıp ediyorum, yayımlamak için uzun süre bekleterek. Ispanaklı kiş sanırım bir aydan fazladır sıranın kendisine gelmesini bekliyor. Bizim börek ve çörek geleneğimizde alışkın olduğumuzdan farklı olarak çok hamur, az iç dengesini bozuyoruz kiş yaparken. Tabandaki bir kat hamurun üzerine yerleştirilen çoğunlukla sebzeli harç, yumurta, süt ve krema ile daha yoğun, daha nemli bir hal alıyor. Taban için mutlaka pate brisee hamuru kullanmak gerekli. Daha önce tarifini verdiğim peynirli kişte olduğu gibi yumurta sayısını hatta krema miktarını arttırmak mümkün. Ancak ben bu haliyle daha hafif bulduğumu söylemeliyim.

Malzemeler:

Taban İçin Pate Brisee Hamuru:
  • 250 gr un
  • 125 gr soğuk tereyağ
  • 7 yemek kaşığı çok soğuk süt veya su
  • 1/2 tatlı kaşığı tuz
  • Bir çimdik toz şeker

Ispanaklı Harç İçin:

  • 500 gr ıspanak
  • 2 adet kuru soğan
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 150 gr İzmir tulumu
  • 1 yumurta
  • 200 ml süt
  • 100 ml krema
  • 80 gr jambon
  • Tuz, karabiber, muskat rendesi
Hazırlama:

Taban için un, tuz, şeker ve tereyağını avucunuzun içi ile birkaç dakika yoğurmadan ovalayarak küçük taneli hale getirin. Sonra ortasını havuz gibi açın, sütü ya da suyu ilave edip iki üç dakika yoğurun. Fazla yoğurmayın, avucunuzun ısısını hamura vermeyin, zaten hemen toparlandığını göreceksiniz. Üzerini örtüp on beş dakika dinlendirin.


Bu arada yıkanmış, temizlenmiş ve suyu süzülmüş ıspanakları ince ince doğrayın. Zeytinyağını koyduğunuz tavada, yemeklik doğranmış kurusoğanları hafifçe sarartın. İnce şeritler halinde doğradığınız jambonları da ekleyip, hafifçe pembeleştirin. Ispanakları da katıp, birkaç dakika çevirin. Tuz, karabiber ve dilerseniz muskat rendesi ekleyip ocaktan alın.


Dinlenen hamuru hafif unlayarak yirmi dört santimetre çapındaki tart kalıbına göre açın. Kalıbınız teflonsa yağlamanıza gerek yoktur. Açtığınız hamuru kalıba düzgünce yayın. Ilıyan ıspanaklı harca başka bir kapta çırptığınız krema, yumurta ve süt karışımını, rendelediğiniz peyniri de ekleyip, bütün malzemeyi tart hamurunun üzerine yayın.

Önceden 200 derecede ısıtılmış fırının alt rafında yaklaşık yarım sat kadar pişirin. İndirmeden hemen önce biraz rende peynir daha ekleyebilirsiniz. Soğutmadan, ılık ılık çayla tüketebilirsiniz, afiyetle.



LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin