22 Eylül 2015 Salı

Kendi Çikolatanı Kendin Yap



Gelecek tarifler kış hazırlıklarına dair olacak demiştik ya, önümüz bayramsa evde yapabileceğiniz nefis bir çikolata anlatıvereyim dedim sizlere. Bitter kullandım ben; kuvertür, kakao oranı yüzde yetmiş. Bitter seviyorsanız bitter, sütlü seviyorsanız sütlü kullanın. İki su bardağı dolusu pul kuvertürü ben mari usülü erimeye alın, biraz da tereyağ ekleyin. Direkt suya oturmayacak tasınız, kaynar suyun sıcağıyla eriyecek çikolata, yoksa pütürlü olur demedi demeyin. Eriyen çikolataya karamel dolgulu barları gelişi güzel kırın, ben Ülker'in Metro'sundan kırdım tam beş tane. Bolca da yer fıstığı ekleyin, hepsini bir güzel karıştırın. Alüminyum folyo serdiğiniz kare ya da dikdörtgen bir kalıba boşaltıp, düzeltin, çok kalın olmasın. Ve ağzını kapatıp buzdolabında donmaya bırakın. Ne kadar zahmetsiz bir iş değil mi? Dolaptan çıkarıp beş dakika kadar bekletin ve öyle dilimleyin, kırılırlar istediğiniz şekli veremezsiniz sonra. Ben misafirlere ikram etmeyeceğim, canı çeken gidip gelip yiyor çünkü, kahvesinin yanına, kitabının yanına...

Çilekle de yakıştılar birbirlerine hem. Yapanların ellerine sağlık diyelim, bayramınızı kutlayıp, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpelim. Afiyetle kalın.



16 Eylül 2015 Çarşamba

Üzüm Reçeli




Merhaba sevgili okuyucu. Günler haftalar sonra buradayım yeniden. Yokluğuma sebep küçük bir hanımdır. İsmi Lena. Bir gözü mavi, bir gözü kahverengi küçük hanım bir köpek yavrusudur. Ve ölümcül bir virüs vardı bedeninde, gençlik hastalığı derler. Tam rahatladı derken tekrarlayan güçlü ataklarla ağır, zor geçen bir dört ay. Uykusuz günler, geceler... Ayrıntı vermeyeceğim, çok çok zordu bunu diyeyim sadece. Şimdi Lena'nın hala tikleri var, hala yürüyemiyor, hatta kafasını tutamıyor. Her şeyiyle bana bağlı; ne yemeğini yiyebiliyor, ne çişini yapabiliyor bensiz. İşte bu yüzden bloga ara verdim sevgili okuyucu.

Yeniden çok özlediğim uğraşıma devam edeceğim elimden geldiğince, Lena fırsat verdiğince... Sonbahara girerken evlerde telaşla süren kış hazırlıkları olacak ilk paylaşımlarım da. Üzüm reçeli ile başlayalım dedim, tatlı olsun yeniden başlamamız. Yine öyle teferruatlı bir tarif yok; üzümler mümkün olduğunca ince kabuklu iri boyutta - rezaki mesela- tercih edilmeli. Yeni toplanmış, kütür kütür, mayışmamış bulursanız daha da güzel olur hani. Şekeri yoğun olduğundan birebir şeker ölçüsü fazla gelecektir. Ben iki buçuk kilo üzüme bir buçuk kilo şeker kattım örneğin. Akşamdan ayıklayıp, yıkadım, şekere yatırdım. Sabah da kalkıp kaynattım: üzümler dağılmadan, kıvamı pelteleşmeden. Reçeli porselen bir kaba alıp soğumasını bekleyeceksiniz ocaktan almaya karar vermek için. Soğuyunca o size söyler yeter mi piştiği, yetmez mi.

Üzüm reçeli mis kokusu, eşsiz rayihasıyla tereyağlı, kaymaklı ekmeklerinizin üzerine konsun, kahvaltılarınızı güzelleştirsin sizin de. Yapın yani bence.




LinkWithin

Blog Widget by LinkWithin